Hamile Kalmayı Zorlaştıran Nedenler
Birçok evli çift bebek sahibi olmayı arzular. Ancak bu istek her zaman kolay olmayabiliyor. Düzenli olarak cinsel ilişkiye girilmesine rağmen 1 yılın sonunda hamile kalınamaması durumuna verilen isim olan kısırlık (infertilite) vakalarının %85’inde altta yatan bir sebep tespit edilebiliyor.
İlerleyen tıp ve teknoloji sayesinde bu oranın her geçen gün arttığını belirten Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Murat Arslan, kadınlarda görülen kısırlığın çiftlerde görülen bebek sahibi olamama sebepleri içerisinde %30 ila 35 oranında tek başına, %20 ila 25 oranında ise erkeğe bağlı nedenlerle birlikte görüldüğüne dikkat çekiyor. Aslan, kadınlar arasında en sık rastlanan 5 önemli kısırlık (infertilite) nedeni hakkında da detaylı bilgiler sunuyor.
Makale İçerikleri
Yumurtlama Bozuklukları ve Polikistik Over Sendromu
Kadına ait kısırlık (infertilite) sebepleri arasında yumurtlama bozuklukları ilk sırada yer almaktadır. Yumurtlama bozukluklarına neden olan faktörler arasında ise polikistik over sendromu başı çekmektedir. Bu sendrom, kadında seyrek veya hiç yumurtlama olmamasının dışında farklı hormonal dengesizliklerin izlendiği, buna bağlı olarak hamile kalamama, ciltte kıllanma, sivilcelenme, adet olamama gibi sorunların da ortaya çıktığı karmaşık bir tablo. Bu sendroma sahip kadının yumurtalıklarında normale göre daha fazla yumurta olmasına karşın bunların içerisinden bir yumurtanın seçilmesi, olgunlaşması ve atılmasında problem yaşanıyor. “Polikistik over sendromlu kısırlık sorunu yaşayan bir kadında tedavi sürecinde amacımız yumurtlamanın sağlanması. Bunun için bazı vakalarda basit, ağızdan verilen ilaçlar yeterli olurken bazı vakalarda daha kompleks tedaviler gerekebiliyor” diyen Prof. Dr. Murat Arslan, uygulanan basit ve kolay tedavilere rağmen düzenli yumurtlama sağlanamayan, sağlansa bile hamile kalamayan kadınlarda üremeye yardımcı olmak üzere aşılama veya tüp bebek tedavisi uygulanabileceğini belirtiyor. Tedavi sürecinde hastanın üzerine düşen en önemli görev ise kilo almamak, hatta kiloluysa karbonhidrat tüketimini azaltarak biraz kilo vermektir. Böylelikle hastadaki hormonal dengesizlik bir nebzede olsa geriletilebiliyor.
Yumurtalık Rezervinde Azalma
Yumurtalıkların içerisinde yer alan yumurta sayısına yumurtalık rezervi denmektedir. Yumurtalık içerisinde var olan yumurtalar ne kadar fazla ise o kadının yumurtalık rezervi o kadar iyi kabul ediliyor. Bir kız çocuğu doğduğu zaman yumurtalıklarındaki yumurta sayısı yaklaşık 2 milyon civarında olmaktadır. Ergenlik dönemine gelindiğinde ise bu rakam yaklaşık 400 bine düşüyor. Ergenlik sonrası her ayda da ortalama 1000 yumurta kaybı yaşanıyor. 30 yaşından sonra ise yumurtalık rezervi daha hızlı azalmaya başlıyor ve 35 yaşından sonra ise azalma hızı gittikçe artıyor. İlerleyen yaşlarda ise yumurta sayısının azalması kısırlık için tek sorun olmuyor.
Çikolata Kisti (Endometriozis)
Normalde sadece rahim içerisinde bulunması gereken iç dokunun vücudun farklı yerlerinde bulunması çikolata kisti (endometriozis) hastalığı olarak bilinmektedir. Bu hastalık bütün kadınların yaklaşık %20’sinde, hamile kalamayan kadınların ise %50-70’inde farklı derecelerde görülüyor. Kısacası çikolata kisti (endometriozis) kadınlarda kısırlık sorununa yol açan en önemli hastalıklardan birisidir. Normal pozisyonunda olmayan bu dokular, karın içerisindeki karın zarı ve tüplerde oluştuğu zaman her adet döngüsüyle birlikte bu dokular zarar görmektedir. Karın iç bölgesinde yapışıklık ve rahim kanallarında (tüplerde) tıkanmalara sebep olmaktadır.
Tüplerdeki Tıkanıklıklar ve Diğer Problemler
Rahim kanalları olarak bilinen tüpler, spermin yumurtaya ulaşması ve döllenen yumurtanın rahim içerisine tekrar geri dönebilmesi adına önemli ve vazgeçilmez bir role sahiptir. Tüpleri tamamen kapalı olan bir kadının kendiliğinden hamile kalabilmesinin mümkün değildir. Tüpleri açık olan ama iyi işlev göstermeyen kadınlarda ise dış gebelik görülme ihtimali artmaktadır. Ayrıca tüplerde sıvı birikmesi, gerek doğal yollardan oluşan embriyoların gerekse tüp bebek yöntemi ile rahim içerisine enjekte edilen embriyoların rahme tutunma şansını yarı yarıya azaltmaktadır.
Rahim Yapısı ile İlgili Problemler
“Yumurta, sperm ve bunların birleşimiyle oluşan embriyo ne kadar kaliteli olursa olsun, oluşan embriyonun yaşam sürdüreceği rahim ve rahim iç dokusu sağlıklı değilse hamileliğin oluşabilmesi, oluşsa bile sağlıklı devam edebilmesi mümkün değildir” diyen Prof. Dr. Murat Arslan, kadında kısırlık sorununa yol açan önemli faktörlerden birinin de rahim sağlığı olduğunun altını çiziyor. Bu nedenle embriyonun yaşamını sürdüreceği rahim iç yapısını etkileyen miyom, polip, enfeksiyonlar, yapışıklık, geniş rahim içi perdeleri ve benzeri sorunların mutlaka teşhis ve tedavi edilmesi gerekiyor.